Kapasiteniz/Gücünüz Ne Kadar?
Hepimiz biliriz ki, iyilik yapmak; kendini iyi/mutlu hissetmektir, insanlığını fark etmektir ve biliriz ki dünya iyiliğe muhtaç…
Bu açıdan iyiliğe, hayatımız devam ederken, hep bir tık katkı sağlamaya, içimizdeki sesin bize yol açtığı yer kadar, bir şeyler yapmaya gayret ederiz ki o güzelliği iç dünyamızda yaşayabilelim…
Ancak tek seferlik değil de, periyodik düzenli ve bu yola râm olunca, görürüz ki maalesef, bu yollar taşlı. Çünkü kötülük, musallat oldukları/kullandıkları ile bir şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bazen en yakın çevrenizle, bazen hiç sevmediklerinizle, bazen de kaderin cilvesi diye ifade ettiğimiz, sabrınızın ölçülmesi ile…
Dünya var olduğundan beri, insanoğlu ile birlikte, iyilerle kötülerin her yerde macerasına şahittir. Kutlu yolun en önde gelenleri bile, gösterdikleri mücadelede başından sonuna kadar, zorluklarla karşılaşmışlar, sabırları sonuna kadar sınanmıştır. Asrın idraki ve günümüzün güncellenmesi ile bu yolda koşarken, bazen bu yolda zannettiğiniz insanların sözleri, davranışları ve oyunları, bazen de kötülüğe alet olan insanlarla/kurumlarla, size engel olacak, korku/endişe uyandıracak, haberler, sözler ile gayretinizle orantılı önünüzde setler göreceksiniz.
Rabbimizin mesajı ile söylenirse: “Mallarınız ve canlarınızla mutlaka imtihan edileceksiniz; sizden önce hakikate şahit olanlardan ve ortak koşanlardan birçok üzücü sözler/hakaretler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve günahlardan sakınırsanız, elbette bu davranış, yapılmasında azimli ve kararlı olunması gereken en mühim işlerdendir.” Ali imran 186
Hele Yunus Emre’nin güzel sözü ile ifade edecek olursak: “ İnsan iyiliği kadar taşlanır, merhameti kadar dışlanır, kulluğu kadar da sınanır.”
Peki, yapmamız gereken nedir?
Öncelikle şunu çok iyi biliyoruz ki, uluslararası gündemde iyilerle kötülerin mücadelesi her alanda devam ediyor. Gazze, Doğu Türkistan, Arakan, Keşmir, Afrika ülkelerinin sömürüsü, Ortadoğudaki olaylar vb aslında gözümüzün önünde, perde arkasında bir sürü dalaverenin devam ettiği mücadelelerdir.
Ulusal düzlemde baktığımızda iyilerle kötülerin mücadelesini yine her alanda görmek için ekstra çabaya gerek yok. Eğitimden sanata, spordan kültüre, magazinden sosyal olaylara/etkinliklere varıncaya kadar iyi ile iyilerle beraber olanları ve kötü ile kötülerle beraber olanları seçmek çok da zor değil…
Belki yakın çevremizde de iyiliğin yolunda koşanlarla, kötülüğe destek olan, kurban olan, hayran olan, farkında veya farkında olmayan insanları, olayları, haberleri, akli selim bir şekilde düşününce seçmek çok da zor değildir
İşte sabır, tam burada devreye giriyor.
Bazılarının iyiliği yılda bir birkaç seferlik, bazılarınınki ayda bir birkaç seferlik, bazılarının günde bir veya birkaç seferlik... Ama bu yola baş koyanlar ise her gün bir şekilde mücadelenin içerisinde, yaşamının sonuna kadar, mücadelesine devam edebilmektedir.
Peygamber Efendimiz(as) sözü ile “Eğer bir kötülük/yanlışlık/hata görürseniz, onu yapabiliyorsanız elinizle düzeltin, olmadı dilinizle çözmeye çalışın, bunu da yapamazsınız kalbinizle olması gerekeni ne olduğunu onaylayın.”
Dalalete ve sapıklığa düşmemek,
Nimet verilenlerden yana seçimi yapabilmek,
Dosdoğru yolun yolcusu olabilmek,
Sabredenlerden olabilmek,
En basit bir imtihanda/fitnede kaybedenlerden olmamak, kazançlıların ta kendisidir.
İyilik yolunda ömürde bir defa olmak, yılda/ayda/günde bir defa olmak, bir kayıp ya da bir pişmanlık olarak kalabilir ancak daha fazlasına talip olanlar adına, sabırla ömrün sonuna kadar mücadelede kalabilmek, imtihanın/yaşamın gerçek ve apaçık, sır dediğimiz, cilvesi değil midir?
Bizlere hayat ve tüm ihtiyaçlarımızı veren Rabbimizin ifadesiyle lokman suresinden mesajla “Evladım; namazını kıl, iyiliği yay/genişlet/emret, kötülüğü önle/set ol. Başına gelene sabret. Doğrusu bu hayatın sonuna kadar, azmedilmeye değer, kıymetli olandır”.Lokman 17
Akledenlere selam olsun
Ramazan TOKER