İnsanlar yaratılışları gereği, kendilerini geliştirmelerine bağlı olarak, duyarlılık refleksi gösterirler
Kimine iyilik, kimine duyarlılık, kimisine sorumluluk, kimine başka bilinç değerleri yükler ve çevremizle ilgili kendimizle ilgili aidiyetimizi hissederiz
Hayata bakış ve insani/cevre değerlerimizin çapına/büyüklüğüne göre
kimisi uluslararası ölçekte,
kimisi ulusal ölçekte,
kimisi bölgesel,
kimi ili,
kimi ile mahallesi yakın çevresi ile aidiyeti ile yüzleşir
Yaşadığımız şu yüzyılda, Dünya çok şey yaşıyor;
Soykırıma uğrayan insanlardan, vahşice katledilen hayvanlardan, duyarsızca heba edilen çevremizden bazılarıdır bildiklerimiz ...
İnsan elini taşın altına koydukça, aidiyetinin gereği, değişim doğrultusunda, çalışmak/çabalamak ister.
Emek verdikçe umutlar artar, duygularımız devreye girdikçe daha da bir şekillenir hayaller.
Küçük çapta yapılan iyiliklerle daha hızlı sonuç almak mümkün. Örneğin bir yetimin yüreğine dokunmakla, güler yüzünü görmek, neredeyse an meselesidir
Çevreye dokunuşlarımız ise zaman alır
Bu zaviyeden bakıldığında ulusal ölçekte yaptığımız çabalar adımlar, daha uzun zamanlar alabilir ki hele uluslararası ölçekte ise yattığımız iyilik ve gayretlerimiz karşılığını/sonuç almak neredeyse çok zor olur
Hele ki arkasında birçok devletin gizli(perde arkası) hesapları varsa, tam bir sürünceme dönemidir diyebiliriz sürece.
Sünnetullahtır; gayretimizle, bir şeyler değişebilir
Ancak Rabbimin değişim isteyen muradı varsa, o zaman çözüm, illa gelip biz de odaklanıyor olabilir
İşte bu açıdan Gazze sorununa değinmek istiyorum
Dünya büyük 5 ten büyüktür çağrılarının aslında, arkasında, ciddi bir değişim isteği var....
Beyaz eşyadan, gıdadan, plastiğe varıncaya kadar birçok sektörde uluslararası sorunları sancıları birbirlerine ilintilenmişlerse, işler daha da zor olacak şüphesiz
İşte bunun için bir değişim/güncellenmeyenilenme zamanı gelmiş demektir
"Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah, onların yaşamlarını/isteklerini beklentilerini gerçekleştirecek değildir" Rad suresi 11
Ayet, işte tam da buna işaret etmektedir
Bireysel olarak, hepimizden ama her birimizden başlayarak, mahallemize, ilimize, ülkemize ve uluslararası ölçeğe varıncaya kadar gerçekleşmesi gereken bir değişim.
Artık ülke yönetimleri ve büyük şirket/sektör yöneticileri, toplumun tepkisel dip dalgalarini göğüslemekte gerçekten zorlanıyor
Bu dalgalar ve çağrılar değişime ve yenilenmeye zamanla daha da zorlayarak itecege benziyor...
O yüzden diyoruz ki şimdi İYİLİĞİN tam zamanı. Yenilenmenin/güncellenmenin/değişimin
fıtratımıza,
kılavuzumuza,
yaradılışımıza uygun olarak dönmenin zamanı
Dunyevileşen insan, dünya kadar sorunun tam da içine düşmüş demektir
İki dünyalı bir bakış açısı ise bize, çözüm odaklı olmaya, daha hızlı değişime/yenilenmeye, fıtrata/kılavuza dönmeye vesile olacaktır
Bir kötülük gördüğünüzde, iyilik yapmanın gereği olarak, onu elinizle, olmadı dilimizle, yine olmadı, kalbinizle tasvip etmediğinizi gosterme zamanı...
Şimdi boykot çok anlamlı...
Şimdi siyonizmi konuşmak çok gerekli
Şimdi çocukların feryadına kulak vererek eylem yapmak çok manidar...
Kanıksamayalim...
Alışmayalim...
Her gün, her an, dünden daha iyisini yapacağımızı, yoksa iki gün birbirine uyacağı için ziyan edeceğimiz bilinci ve düşüncesiyle dik duranlara ne mutlu...
Selam olsun çağrılara kulak verenlere
Selam olsun duruşunu sağlam/yolunu dosdoğru yoldan seçenlere...
Ramazan Toker